ASK
Aşk:İbrahim'in atıldığı ateş.Aşk:Dünyayı saran güneş.Aşk: Uğruna dağ deldiren, Kays'ları Mecnun eyleyen güzel.Aşk: Bir damla göz yaşı karanlık gecede. Aşk: Bir parça umut sabah güneşinde ve aşk bir nefes,ölümlü bedenin ölümsüz yüreğinde.
Tarifsizliğin tarifidir aşk.Kelimelerin tükendiği,lügâtların eridiği yittiği duygudur.Kimine göre bir yok oluş,kimine göre var oluş sebebi. Kim bilir,size göre ne demek aşk? Sevgi ve aşk karışıyor kimi zaman birbirine.Aşkı yaşamayanlar karıştırıyor genelde,her sevgiyi aşk zannediyorlar belki de.Eğer insan,aşk denilen duyguya düşerse ancak o zaman anlar sevmek ve aşık olmak arasındaki o büyük farkı.Aşk öyle bir enerjidir ki,öyle bir inanç büyüklüğüdür ki olmayanı oldurur.Aşığın gözü kör müdür gerçekten?
Aşık aşkını başka bir boyutta mı yaşar? Bilindik bir hikayedir.
"Bir çoban varmış.Irmak kenarında koyun otlatırmış bu çoban.Bir gün ırmağın karşısında bir kız görmüş ve aşık olmuş bu kıza.Duyguları karşılıksız değilmiş.Bir köprünün bile olmadığı koskoca bir ırmağın iki yakasında birbirinden ayrı iki aşık.Çoban günün ilk ışıklarıyla ırmağın kenarına gelip kızın gelmesini beklermiş.Çoban bu hasrete son vermek için düşünüp duruyormuş.Sevdiği ile iki yakadan birbirleriyle konuşurken çoban aşk ateşini daha derin hissetmiş.Yüzme bilmemesine rağmen kendisini bırakmış ırmağın sularına.Çırpınmış çabalamış ve karşı kıyıya varmış.Kız bu azgın suları çobanın yüzme bilmemesine rağmen geçtiğini öğrenince daha başka bağlanmış çobana.Günler ayları kovalarken çoban her sabah kendini ırmağın azgın sularına bırakırmış.Ayrılık vakti gelmiş artık. Yanaklara konarken veda busesi çoban fark etmiş aşkında olan doğum lekesini. Ve sormuş sevdiğine:" Önceden var mıydı bu leke." Kız ağlamaya başlamış,ağlamasıyla sular çağlamış.Ama çoban anlamamış nedenini. Ve sormuş defalarca,cevap alamamış.Yanaşmış nehrin kenarına bırakmak için kendini suya.Kız tutmuş kolundan yalvarmış sevdiğine,sakın ölüme gitme diye.Çoban şaşırmış:" Ben hergün aşkın gücüyle engel bilmeden geliyorum.Neden şimdi korkuyorsun ölürüm diye?" Kız cevaplamış:" Sen aylarca gelip gittin yanıma,defalarca sarıldın boynuma.Ancak hiç fark etmediğin lekeyi bugün fark ettin.Aşk gözünde perdeydi.ARtık o perde aralandı.Aşkın özünden kaybettin.Sakın gidip yok etme kendini." Çoban bu sözleri konduramamış kendine" AŞIĞIM" demiş sevdiğine ve bırakmış kendini çağlayıp giden sellere.SAniyeler içinde yok olmuş gözden.Hikaye kimine göre böyle bitmiş kimine göre kız da bırakmış kendini sellere.Ama sonunda bu aşk yaşanmış ve böyle bitmiş. İşte aşığın gözü kördür sözünün derinliğinin en manidar örneği. Aşk perdedir gözünde.Eğer aralandıysa o perde bir kere;kırılır aşk kelebeğinin kanatları,uçamaz olur. Ne Ferhat'ın dağı deliniz ne de Mecnun'un çölü geçilir.AŞk bir büyü bir tılsınsa işte o an yok olur kainatın sırrı... ALİ CAN